bizimtarifler

Yulaffit’in Öyküsü

Yayınlanma Tarihi: 18 Kasım 2021
imageYulaffit’in Öyküsü /> ornament

1984 yılında Ankara’da doğdum, üniversite eğitimimi ODTÜ İstatistik bölümünde tamamladım. Birçok kişi gibi çocuklarım doğduktan sonra hayatımda bir sürü değişiklik oldu. En önemlilerinden biri de artık mutfakta sağlıklı yemekler yapmaya başladım.

Her yiyeceğin lezzetli bir sağlıklı alternatifi olabileceğine inanıyorum ve bu sayede hem ailemin hem de sevdiklerimin yeme alışkanlıklarının değişimine katkıda bulunmaya çalışıyorum. Çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarını kazandırmak, şekersiz bir dünyanın da en az şekerli olan kadar lezzetli ve çeşitli olabileceğini göstermek öncelikli hedefim.

Bu amaçla yulaffit’i hayata geçirdim, burada hem sağlıklı beslenmek isteyen ancak bunu nasıl yapacağını bilemeyen kişilere yol gösteriyor hem de kendilerine ve çocuklarına şekersiz ve katkı madddesiz ürünler yedirmek isteyen annelerle kendi oluşturduğum ve denediğim tarifleri paylaşıyorum.

Hobimi yaşam biçimi haline getirerek mutfakta sağlıklı yiyecekler, şekersiz kek ve kurabiyeler yapmaktan ve tüm bu deneyimi ve enerjimi binlerce insanla paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Danışmanlık sektöründe hala bir beyaz yakalı olarak çalışmaya devam ediyorum, lakin mutfak tutkumdan vazgeçemediğim için yulaffit hesabındaki içeriklerle sizinle olmaya devam ediyorum.

Şimdi yolum Bizimtarifler’le kesişti. Buradan sağlıklı ve lezzetli tariflerimi sizlerle paylaşacağım için çok mutluyum…

imageMissing Alt Text

Yulaffit

Detay
Diğer Yazılar
Tarifler

imageMissing Alt Text
Kesme tahtasının kaymaması için

Siz sebzeleri doğrarken kesme tahtası sürekli kayıyorsa, altına nemli bir havlu koyun. Böylelikle sabitlenecek ve kaymayacaktır.

imageMissing Alt Text
Yılbaşında Neden Hindi Yenir?

Kırmızı ve yeşil renkli süsler, ışıltılı pencereler, caddeler ve süslü çam ağaçları… İçinde bulunduğumuz yıla veda edip yeni yılı umut ve heyecanla karşıladığımız bugünlerde yine yeni yıl ruhu dört bir tarafımızı sarmış durumda.

imageMissing Alt Text
Brokoliyi saklarken dikkat

Eğer çiğ olarak saklarsanız, brokoli tam 14 günlük bir süre boyunca buzdolabında saklanabilir. Pişirildiğinde ise raf ömrü 9 güne düşer. Buna dikkat etmenizi öneririz.

imageMissing Alt Text
Doğal temizlik ürünü

Dört yemek kaşığı kabartma tozu ve bir litre ılık su ile karıştırıp doğal yüzey temizleyicisi olarak kullanabilirsiniz.

imageMissing Alt Text
Bahçedeki Nar Ağacı…

Nar ne güzel meyvedir. Berekettir, bolluktur içinde barındırdığı altı yüz tohumuyla anlatmaya çalıştığı. Birkaç 1000 yıldır Akdeniz havzasında ekilen kırmızı şifadır. Ağacı öyle yaratılmıştır ki sıcağa soğuğa dayanır, gıkını çıkartmaz. İlk İran’da yetiştiği söylenir. Latince karşılığı ‘Fenike Elması’ imiş. Elmas diyorlarmış. Değeri ta o zamanlarda biliniyormuş demek ki. Şehirlere verilmiş ismi. Side (Antalya) nar demek, İspanya’da Granada tarihi şehri de adını nardan alıyormuş. Kur’an-ı Kerim’de yad edilen birkaç meyveden biridir. Eski Mısır’da Tanrılara nar hediye edilir, krallar öldüklerinde yanlarında narlarla gömülürlermiş. Efsaneler, şiirler, türküler yazılmış nar üstüne. Yunan mitolojisinde dahi rastlarız nara. Peki nar gerçekten bu kadar değerli mi? Yaklaşık beş metre boylarında bir ağaç, kınagiller familyasından. Ağaç baharın sonlarında kırmızı çiçekler açar. O çiçekler kurutulur, çay yapılır. ‘Hibiskus çayı derler halk arasında. Bağışıklığı destekler, antioksidandır, karaciğer yağlanmasına iyi gelir. Ağacın gövde ve dal kabukları tıpta kullanılır. Narın kendisinden neler yapılıyor peki? Narın suyu mesela kabuğunu da ezerek eklerseniz antioksidan miktarı artıyor. Suyundan likör ve şurup hazırlanıyor. Nar ekşisi, nar sirkesi yapılıyor. Narın çekirdekleri saç ve cilt bakımında kullanılıyor. Bağışıklığı kuvvetlendiren, kanserli hücrelere, diyabete, yüksek tansiyona iyi gelen bu kırmızı şifanın ağacı ile tanıştığımda bunları bilmiyordum. Oğlumun doğum günü yaklaşıyordu. Hediye olarak nar fidesi aldık. Narı severim ama hiç ağacını yetiştirmemiştim. Sekizinci doğum günü oğlum okuldan gelince arka bahçeye götürdük onu ve fideyi gösterdik. Çok sevindi. Hep birlikte küçük bahçemizin bir köşesine diktik fideyi. Can suyunu verdik, sonrasında pek ilgilenmedik. Kendi kendine büyüyordu. İlk birkaç sene meyve vermedi. Hızlı da büyümüyor. Sanırım üç yıl sonra ilk meyvesini yedik. Zirai ilaç kullanmadan, özenmediğimiz ağacımız artık birkaç tane meyve veriyor ve her nar tanesinde o günü yad ediyoruz. Bahçedeki nar ağacı bana pahalı bir hediyenin veremediğini, bir çocuğun ağacı olduğunda gözlerinde o dinmeyen ışıltıyı da sundu. Kendisiyle yaş alan bir ağaç. Her geçen yıl birlikte büyüyen iki varlığı seyretmenin, meyvelerini toplamanın mutluluğu… İşte nar gerçekten bu kadar değerli.

Tümünü Gör